23 Eylül 2009 Çarşamba

İçli köftem..



Bavul toplamak..Ben bu işi pek beceremiyorum.Küçük bir çantanın içinde hayat.Yanılmıyorsam şu saatlerde marta bolca vaktini,günlerini geçiriceği yeni yuvasına meraklı gözleriyle bakıyodur.Her zaman arkada kalanlar daha bi duygusallaşır,gidenler yeni şeylerin duygu silsilesi içinde okadar boşluk içinde kalamazlar.Sudan çıkmış balık,kültür şoku beynin yumak gibi olma durumu.İthaf yazısı yazmak zor iş hele ki marta ise.Cümlelerimi süsleyemiyorum.martam,içli köftem.

4 Eylül 2009 Cuma

Kırmızı balonun yolculuğu.




En güzeli kırmızı balondur.le voyage du ballon rouge geldi aklıma, onca para ver yok zamanda neyse şahsi çelişkilerimi sana yansıtmayacağım.Manyak gibi bi yerlere gitmek istiyorum ve bu süper sonik dürtü gün be gün artarak yüzeye doğru hızlı bir çıkış yapıyor.Dün kendimi saatlerce otel ararken buldum.Dünyanın dört bir yanından bu sektörde bi kaç kelam edebilicek kadar fiyatlar konusunda fikir sahibi oldum.Manhattan sandığımdan ucuz çıktı,londra ve amsterdam da uygun sayılır,paris fazla pahalısın.Bilumum gezi yazısı okuyarak bu dürtüyü perçimledim.Unutmuşum grönland var bide oraya direk uçuş bile yok.Aman yahu aktarmalı yaparım.Şuan bu küçük gezegendeki bu güzel yerlere gitme fikri bile içimdeki kırmızı balonları uçurabiliyor.Son olarak grönland a ilk ayak bastığımda beni donduran soğuğa şöyle dicem;Tikilluarit!