..oh la la *

Aslında şuanki lodoslu havanın rüzgarından,pencereden
gelen wuu sesinden ki bazen şatoda yaşıyormuşum hissiyatına
kapılıyorum evet ve beni sürekli bi yerlere yürüme
eğilimine iten bu bütünlülükten gayet memnunum.Ama bugün
öğle kuşağı haberlerinde gördüğüm kadarıyla çoğu yere
karlar yağmış bile.yaklaşan xmas havası,wishlist çağrışımları.
Bide Conan'ın dönmesi, moralim bozuk olduğunda ups arabası görmem
hayatın işaretleri...L

Enternal sunshine...

Dear Deer.

De nouvelles choses...

lets go to the mall

Büyük marketler...
Kocaman yüksek tavanları,labirent gibi reyonları,bir
sürü parlak paketleriyle zamanın çabucak geçtiği süper
sonik yerler.o amaçsız ve şuursuz fon şarkıları eşliğinde
paket arkası yazılarını okuyup gereksiz bilgi yumağı
olmak istiyorum.Vee sadece bi gececik markette kalsam(amin)
robin scherbatskynin lets go to the mall şarkısı eşliğinde
deli gibi eğlenirdim. Kapalı alanda kış mutlulukları.

Mr.rudolph

Saklama kabındaki hayatım devam ediyor.
Bundandır sanırım çok sevgili geyikler bile
haleti ruhiyemi tersine çevirememekte.
Bir kaç sene sonra odamın ve kendimin
büyük bi bölümünü geyikler kaplıcakmış
gibi düşünüyorum.Zira sayıları günden
güne artış gösteriyor ki bu aslında
iyi bişey.Onları görünce sanki grönland
da aldığım taze nefes,sabah güneşinin gözlerime
düşmesi gibi.Hatta daha fazla fleet foxes
dinlersem pastoral ve ütopik dünyamla
realitenin bağlarını koparabilirim.
Kendimi dağlara bağlara
vurasım olsada gidecek bi köyüm bile yok
esasında.En azından mr.rudolph var.

Loser.

Bu bir oyun değil.zincirleme giden talihsizlikler serüveni sadece.
Tepede kavurucu güneşle tamamen ağaçsız ve bomboş yerde deli gibi
koşmak istiyorum.Bütün o tozlar uçuşup beni tıkayana kadar.Herşey seni
bulur,herşeyin bi şeyi vardır birbirini kapaklayan minnacık kelimeler
avuntusunda yumak olmak.bitmeyen kabuslar,insomnia sorunsalı,
pasiflora desteği..
Herşeyin ucunun açık olması,zaman algısının giderek büyümesi.
Bütün düşüncelerimin ütopikleşmesi.Empire state belki eyfelden yüksek,
ışık hızıyla yere çakılmak.
Oysa tek isteğim biraz daha fazla conan o'brien izlemekti.hepsi bu.

çağrışımlar..

Çok canım sıkıldığında ya da an içerisinde içinde bulunduğum sıkıcı durumdan kurtulmak için hemen ışık görüp donan tavşanlar gibi gözlerimi bi noktada sabitleyip yep yeni bi oda yaratıyorum kendime.Öncelikli büyük yatağıma odaklanıyorum en ufak bi ayrıntıyı bile atlamadan dikkatimi önemli sayabileceğim bişey dağıtana kadar devam ediyorum.Sonunda okadar güzel oluyorki, baştan baştan gözden geçiriyorum.Geçen gece gene bu sendroma yakalandığımdan, uykusuz günler zincirime yenisini eklememe sebep olmuş oldu.Henüz evimin diğer odalarına geçmiş değilim zira bu durum fazlasıyla vaktimi almaya yeterken ona bulaşmam en azından şuan için mümkün değil.Büyük muallak yumağının içindeyken mini mutluluk planları yis yis yis.

sister winter.

Sister winter.Evet bu senede süper sonik bi kar yoğunluğu göremedim.Ama genede gökyüzünde süzülmesini kirpiklerime konmasını ve lorelai gibi kokusunu alabildim.İnsanları hasta eden apalak bahar havasından hiç hoşnut değilim.Aslında bu da bi ironidir ki ben bahar çocuğuyum.Doğa anne bana güney yarım kürenin herhangi bi yeri için bilet postalasa hemen gidebilirim.Birazdan gene sıyırıp couch surfing bıdı bıdılarına dalabilirim.Hayatım giderek science of sleep kıvamına bürünüyor.Bilmem kaç ay önceki istemdışı Xmas modum gibi.Otokontrolsüz bünye hareketleri...

DE.

..sona bağlanamayan yazılar

Geçen sene bu zamanlar...Kafamdaki en süper sonikler klasörüne kurulmus ve bi klikle hemencecik flashback yapılabiliyor.Çok sıkılıyorum pek bunalıyorum evet ama zamanda yolculuk yapıpta geriye dönüveriyimde demiyorum.Bugünde ozaman gibi fazla soğuk,hiç kıpırdamadan bi süre sadece çatılara baktım,gece uyuduğum yeri karıştırdım,bilmem kaç sene sonrayı bilmem kaç sene önceyi düşündüm,alışık olmadığım, pencerenin pervazına çarpan su damlalarının seslerini benimsedim...